Takipçiler

22 Ağustos 2014 Cuma

Mutluluk Üzüntüyle Çarpıştı

Mutluluk üzüntüyle çarpışıyor. 

Büyük bir gürültü, ortalık toz duman. Bir kavga değil, bir yarış hiç değil. Aynı anda aynı yolda burun buruna gelivermişler sadece. İkisi de yol hakkını kendinde görüp gaza basıvermiş. Sonrası, çarpışma. 

Kimin hayatta kalacağını görmek istemiş etraftakiler. Kaygı, öfke, gerginlik, umut, neşe. Gözlerini dört açmış toz bulutunun arasından sağlam çıkacak olanı bekliyorlarmış. 

Zamanla toz bulutu kaybolmuş, manzara belirmiş. Üzüntü mutluluğu paramparça etmiş. Mutluluksa üzüntüyü şişirmiş de şişirmiş. Kabına sığmaz hale getirmiş.

Hiç bir işaretin olmadığı bir yolda, kimin kime yol vereceğini kim tayin eder? 
Senin mutluluğun hiç birinin üzüntüsüyle, senin üzüntün hiç birinin mutluluğuyla çarpışır mı? 
Ne zaman durmak gerekir?

Kardeşsen dostsan, anneysen evlatsan, eşsen arkadaşsan; hiç bir işaretin olmadığı yerde, kimin ne zaman durup diğerine yol vermesi gerektiğini bilirsin. Bilmiyorsan, bunlardan hiç biri değilsin. 

Merve G. 
İstanbul