Geçenlerde instagramda çoktan beridir takip ettiğim, takip etme sürecimin bir yerinde aniden
kanser olduğunu öğrenmiş, tedaviye başlamış, saçları dökülmüş ve türlü
zorluklar yaşamış bir blog yazarının, tedavi sürecinin sonunda duygularını
anlatan bir yazısına tanık oldum.
Bu sürecin
sonunda çok güzel insanlar kazandığını, ancak bir çok da kayıp yaşadığını
anlatıyordu özetle. Dünyada olup biten türlü türlü olayın, aslında birbiriyle ne
kadar benzer olduğunu, çeşit çeşit yaratılmış insanoğlunda nasıl da aynı
duygulara neden olduğunu fark ettim.
Aslında birbirimizden ne kadar farklı görünsek de, çok benzer duygular
yaşıyoruz. Aslında birbirinden ne kadar farklı zorluklarla mücadele ediyor gibi
görünsek de, aslında aynı yollarda yokuş yukarı yürüyoruz.

Hastalıklar,
hastaneler, savaşlar, çekilen fiziksel ve ruhsal tüm acılar iki gerçeği gösteriyor
insana, özünde kim olduğunu ve ruhunun el ilkel yanlarını. İnsan yaşadığı şeyle
ne yapacağını bilemediğinde ilkel bir şekilde acı çekiyor ve ilkel bir şekilde
öfkeleniyor. Doğum sancısı çekerken en ilkel yanı ortaya çıkan o güçlü kadınlar
gibi.
İkinci gerçekse
diğerleri ile ilgili. Diğer, o çok sevilen, güvenilen insanlarla ilgili. En büyük hayal kırıklığın olanlar. Birer birer gidenler, oradaymış gibi görünüp
aslında hiç orada olmayanlar, başta orada olup sonradan kaybolanlar. Bunu çok doğal bir şeymiş gibi yaparlar, ayda
yılda bir yapılan görüşmelerde ilişkide hiç bir kopuş yaşanmamış gibi davranırlar.
Görüşme bittiğinde şaşkınlığın öyle
büyük olur ki, kendinden şüphe edersin bir an. Bir grup başka insan var ki, onlar kötü
kalpliler grubundalar. Senin mutluluğundan ne kadar rahatsız oluyorsa, çektiğin
acıdan o kadar beslenir. Nadir gelir,
çarpar gider. Zor anlar, zor toplarsın kalbini.
İşte o
kanser olan kendisini hiç tanımadığım instagram arkadaşım, aynı duygulara
dokunuyordu o yazısında. Bu süreçte daha
şeffaf gördüğü kalplerden bahsediyor. Nasıl
dönüşüp, nasıl değiştiğinden. 1 senede saçlarını kaybetmenin çok daha ötesinde şeyler
yaşadığından. Biz onun en çok dökülen saçlarını, değişen bedenini görüyoruz. Oysa
o en büyük değişimi ruhunda taşıyor. O artık aynı insan değil, dünyaya başka
bir yerden bakıyor. İnsanları daha iyi tanıyor, belki kimisini daha başka
severken, kimisinden daha başka uzak duruyor. Belki artık daha keskin sınırları
var, artık daha az umursuyor başkalarının ne düşündüğünü, bir de belki artık
daha az ihtiyaç duyuyor diğerlerine. Bizse onun giden saçlarını, belki rengi
değişen yüzünü görüyoruz sadece. Oysa kim bilir diğerlerinin bilmediği neler
değişiyor onun içinde.
Yürekli kadın.
Savaşçı kadın. İlkel yanlarını da seven, o yanlarının da farkında olan kadın. Mücadelen
en çok seni dönüştürecek. Diğerleri sana gerçekte ne olduğunu asla bilmeyecek.
Merve G.
İstanbul
Merve G.
İstanbul