İşte kış mevsiminin en sevdiğim ayı Aralık!
Neden mi? Aralık ayının ilk günlerinden başlayan bir yılbaşı heyecanım var benim. Mutlu olmak için nedenlerim olduğunu daha sık hatırladığım, şehrin ışıldayan süslemeleri ile heyecanlandığım, kardan adam şeklinde kurabiyeler araştırırken zamanı unuttuğum bir ay bu ay. Yılın son ayı!
Genellikle Ankara'ya yılın ilk karının düştüğü ay da diyebiliriz. Tıpkı bu sene olduğu gibi. Bu sabah Bilkent sapağından içeri girdiğim andan itibaren yağmurun yerini kara bırakışını izledim. İşte yılın ilk karı Ankara'ya düşmüştü bile, sabahın en erken saatlerinde ben de buna tanık olmuştum.. O an fotoğraf makinemin yanımda olmasını çok istedim ama yoktu.
Ben uzun bir zamandır beklediğim bu ay gelince, onca iş yoğunluğu ve stresten kurtulmanın en garantili yoluna başvurdum: "Çam ağacımızı çıkardım".
Hayatlarımız bu kadar stres faktörü ile çevrelenmişken, kendimize ayıracağımız küçücük bir zaman diliminin, kendimizce çok anlamlı bulduğumuz, zihnimizi geri kalan her şeyden uzaklaştıracak bir aktivitenin hayal edebileceğimizden çok daha faydalı olduğuna inanıyorum. Kendimizi bir telaşa kaptırdığımızda, ilk ihmal ettiğimiz şey ruhlarımız oluyor ne yazık ki. Ben de ruhum için bir şey yaptım, kendimi ışıl ışıl parlayan bir sürü çam ağacı süsünün eğlenceli kollarına bıraktım...
Kasım ayı çoktan sigaraya başladığımdan beri hayatımın ilk sigarasız geçen ayı olarak tarihe geçti bile. Şimdi darısı bu çok sevdiğim Aralık ayına diyorum. Arkasından da 2013 senesine! Geçenlerde okulun öğretmenler günü yemeğine katıldık Buğra ile. Mekan kapalı olmasına rağmen sigara içiliyordu. 2 saat zor oturduk diyebilirim, eve geldiğimizde montlarımız, saçlarımız ve hatta benim çantam bile sigara kokuyordu. Montları hemen askıya asıp balkona attım çünkü kokuları neredeyse eve sindi. Ya biz daha önce bu kadar etkilenmiyorduk, ya da gerçekten hiç böyle bir mekanda bulunmadık, bunun ayrımını yapamıyorum. Yine de, sigarayı bıraktığımızdan beri ilk defa gece dışarı çıktık, ancak sigara içmek gibi bir ihtiyaç duymadık. Aksine sigara içerken sinir olduğumuz, sigara kokusundan ve dumanından sürekli şikayet eden o tiplere benzedik! Dışarıdan baktığımda halimize gülümsüyorum şimdi. Sanki bir ay öncesinde bulduğu her fırsatta sigara içen iki insan değildik. Sanırsın hiç ağzımıza sigara sürmedik! :) Sonra dedim ki kendi kendime, bırakırken çektiğim çile bana bu hallere girme hakkı veriyor. Kızmayın! Yoksunluk zor bir duygu.
Daha çok erken olduğunu bilmeme rağmen, yazımı geçenlerde Alman Okulu'nun yılbaşı pazarından aldığım MUTLU YILLAR yazılı kapı süsü fotoğrafı ile bitirmek istiyorum. Sigarasız - mutlu bir 2013 olsun!
Tüm bu ufak mutluluklardan koca bir sene çıkarabilir miyiz dersiniz?
Merve G.
2 yorum:
darısı başımıza diyorum kankiler :) bige bıraktı hemen hemen, ben hala sürünüyorum ama ben de bırakçam. bırakçaaam :))) buarada eski süs daha mı güzeldi ne? ama evet, bazen tazelik iyidir. yeni bir görüntü gibi... ;) blogunuz hayırlı olsun, devamını bekliyorum :)
Ben hazır Bilge bırakma sürecindeyken takıl peşine derim. Hem onun işini kolaylaştırmış olursun, hem de bu sürecin en büyük gücü biri ile birlik olmaktan geliyor. Eski süs hala duruyor:) Belki bir gün nostalji yapmak için yeniden onu asarız:)
Yorum Gönder